İki bin yirmiye yedi yüz elli beş esas
Ben zamanında geldim salon önünde sizleri bekliyorum
Annemin duası böylesine üzerimeyken
Çevirdiğim ilk taksi elbette durur
Bir de sarı çiçek kopardım ama yakama takmayacağım
Salonun önü silme stres
Esas kabarık satırları safi öfke
Saat dokuzu yedi yüz elli beş geçiyor
Bileğimde de cebimde de her bakışta yedi yüz elli beş geçiyor
Düşünüp beklerken kararlar alıp tavırlar takınıyorum
Gökyüzünü olmasa da omzumdan yukarısını yenmem gerek
Gökyüzü olmasa da omzumdan yukarısı düşmanım
Bakiye ömrümü heba etmemek kararım
Serserilikle geçen sekiz on seneyi silip atacaksın
Gözlerini gözlerime diken bir vatandaşsa ayna
Ruh kesilmişse sabahları soluksa benzi
Yine de onunla kararlılıkla göz göze gelmeliyim
Ey vatandaş annenin duası üzerine mi hiç bilmiyorum
Kendisi için kişisel bir hedef belirlemiş
Cem Sultan henüz umudunu kaybetmemiş
Yeni takındığım bu tavrı mezarında takdir ediyor
Gözlerini gözlerime dikiyor
O vakit ademoğlu ağabeyime ben de sırt çeviriyorum
Ey vatandaş senden hiç korkmuyorum
Rodos Adası'nda bir yerlerde şimdi ben
Gözlerimi kaçırmıyorum gözlerimi kaçırmıyorum
Yedi yüz elli beş esası bir kere daha tırmandım
Önceleri insanlarla cem olmaktı kararım
Şimdi çetin dağlar, memento moriler, meraklısı için duruşmalar var
Yalnız anneciğimin sıcaklığına sığınıyorum
Gözlerimi kaçırmıyorum gözlerimi kaçırmıyorum
Katı kalpler ve katı kalıplar arasında sıkışıp kaldık
Artık yalnız bunlardan ibaret hayatımız
İnsan kokusu taşımıyor getirdiğimiz çözümler
Adam sen de kimi bekliyorsan
Yeni tavırlar takınarak yenilmiyor kahrımız