26 Şubat 2017 Pazar

Geçmiş Hayalleri

  Hayalin bir gelecek tasarısı olduğu bilinir. Öyledir de. Umduğunu kurduğun ve nihayet bulduğun bir alandır hayal alemi. Ve her hayalci, hayalinin ilk anıyla son anı arasına kendine hasret kaç mutlu hadise sığdırır, bilirse bilenler bilir.

   Oysa başka çeşit hayalciler, bu işi sırf bir teselli aracı olarak kullanıp; geçmişlerini de aslında olduğu gibi değil, arzu edip düşledikleri bir geçmiş hayali olarak hatırlar. Tabii bu aslında olmayan geçmiş, hiçbir vakit mevcut olmamış yaşantı, hiçbir şekilde bulunamayan sükun ve iç huzuru hatırlanabilirse. Yani buna "hatırlamak" denirse. Yok, hazırlamak!. Yok yok hatırlamak! Doğru orta yolu bulmalı... Evet, işte: Hatırlanacak hoş bir hayaldir hazırlanan. Burada kimse kimsenin üzerine gitmez, kimse kimseden şüphe etmez. Gam ve keder bu semtin sakini değillerdir. Ancak ve belki; inandırıcı olsun diye, lütfen ne olur olsun diye gündelik, gülünç dertler serpiştirilir buraya. 

   Geçmiş hayalleriyle meşgul insana mutsuz demek yerinde olur. Dahası var: Umutsuzluk. Mazi düşleyen umutsuzdur. Kalbi, kafası dolu; eli avcu boş kimsenin hayat boyu günü gününe denediği, deneyip de bulamadığı mutluluğu; kirli geçmişini bir yerlerde bırakarak böylece bulması, yani taze bir geçmiş büyütüp güzel bir gelecek umudu satın alması, kendi geçmişiyle karagöz oynatan hayalcinin tek tesellisi.

   Ey mutsuz ve umutsuzun, yalanlara yabancı olmayanın uğraşı hayalcilik! Dünyaya dargınların, dalgınların uğraşı hayalcilik! Uyuşuk ve bulanık zihinlerde sahte hazlar tertip edersin. Daha kaç kere geçmişe gönderip bizi geleceğimize bahşedeceksin?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder