13 Eylül 2020 Pazar

Fail

Büyük bir yudum aldım ve başladım yine

Sağ omzum eğik, boynum bükük

Bir utancım var sanılmasın

Böyle izole ediyorum sizlerden kendimi


Sol omzumu bende sakladım

Nerelerden geçsem bir ruha değmedi

Aranızda yaşamak da bir utanç kabul edilebilir


Evet, şimdi ne olacak

Ben muhatap almasam da

Başkaları veriyor size cevaplarımı yerime

Avukat tutmadım, sevenim çok

Yine de

Yalnız değilim sanılmasın


Kimse bir bağlamda konuşmadı

Burnu havada birilerinin birileri dikkatsiz

Bilmem dünyaya gelmeyi hak edecek ne yaptım

Dünyaya gönderilmeyi

Acaba ilk günahımı

Kal ü beladan evvel mi işledim


Laf edebilen ağızlar

Edebildiğine ediyor

Bir anlam içermese de

Ruh üfleyen ağızlar

Yaratabildiğine yaratıyor

Bir yaşam içermese de


Madem laftan, konuşmaktan girdim konuya

Bu gece de kendimden bahsedeyim

Zaten hep kendimden bahsederim

Ve şiir gibi dökülür elimden

Dize olur o an cümlelerim


Boş yere girdim konuya

İtiraf, ben pek konuşmam

Ulaşamıyorum sizlere, inancım yok

Ulaşacağım umuduyla döküldüğüm gecelerim de

Çok olmuştur gerçi ama

Kandırmasın sizleri

Umut anlıktır, inanç daimi


Kelimelerin arasından kovulup gelmiş

Hain roman kahramanıyım ben

Satır aralarıydı yurdum

Yerimden yurdumdan oldum, kimsesizim

Kaçıncı bölümde, kaçıncı kısımda öleceğim meçhul fakat

Failim kim belli

Yine ben öldüreceğim kendimi

5 yorum:

  1. Ömer Seyfettin'in çok fazla şiiri yoktur ama şiirlerini bazı öykülerinden daha çok severim mesela 'Yıkık Han' şiiri ve nedense aynı duyguları senin şiirlerini okurken de hissediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Ömer Seyfettin'i şair yönüyle bilmezdim, yorumu görünce ilkin Yıkık Han'ı okudum. Pek beğendim. Yalnız şiirde cümleler alt alta değil de yan yana dizilse, mensur şiir olarak kurgulansa daha isabetli bir tercih olur diye düşündüm. Bilmem siz ne dersiniz?

      Sil
  2. Aslında güzel bir soru çünkü Ömer Seyfettin'in o tarihe kadar halihazirda ve sonraki yillarda da yazacağı mensur şiirleri var. Dolayısıyla bu şiiri sone şeklinde yazması bilinçli  bir tercihtir diye düşünüyorum ( bilinçsiz nasıl yazılır? ). "Siz ne dersiniz?" in cevabı, bence de çok daha iyi olabilirmiş. Örneğin son yazdığı mensur şiirlerden biri şöyle,
            “Sabah… Fenerbahçesi’nde bülbüller ötüyor. Ben kalbimde bir ümit, ruhumda bir aşk, elimde bir baston yavaş yavaş deniz kenarından yürüyorum. Kalamış Koyu’na sapan bir sokağa giriyorum. Burası bir harabe… Bir viranelik… Kaldırım yok. Yol yok. Bir kurbağa gibi atlaya sıçraya koya iniyorum. Aman yarabbi! Bu ne bataklık… İnsan aldanıyor. Kum zannediyor. Üstünde yürümeğe kalkıyor. Ben kalbimde bir ümit, ruhumda bir aşk, elimde bir baston bu yalancı kumların üzerine basıyorum.” (Ölüm Sahili)

    Ömer Seyfettin dendiğinde akla ilk gelen, bazısının bizde çocukken travmalar yarattığı  bazısının da fazlaca Türklüğü övücü öyküleri ancak bunlardan başka iyi yazılmış diyebileceğim, birazda karanlık öyküleri de mevcut okumanı öneririm. Sanırım bu kadar Seyfettin övmesi bugünlük yeterlidir :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mensur şiir sevmenize ayrı, Ömer Seyfettini bana bu yönüyle tanıtmanıza ayrı sevindim. Çok sevdiğim bir tür. Eskiden beri (birbirlerine pek benzemeseler de) attila ilhan'ın ve mehmed rauf'un mensur şiirlerini döne döne okurum. Üslubumda yer etmişlerdir.

      Bu sitedeki "galata şişhane haliç", "tanpınara mektup" ve "öylesine bir çağrı" adlı nesirler de aslında birer mensur şiir denemesidir. Burada paylaşmadığım daha birçokları da telefonumda mevcut. Bana kalırsa vasat denemeler ama okumak isterseniz mail adresinizi vermeniz yeterli.

      Sil
  3. Tabii buyrunuz bbeaziz26@gmail.com

    YanıtlaSil