Büyük bir yudum aldım ve başladım yine
Sağ omzum eğik, boynum bükük
Bir utancım var sanılmasın
Böyle izole ediyorum sizlerden kendimi
Sol omzumu bende sakladım
Nerelerden geçsem bir ruha değmedi
Aranızda yaşamak da bir utanç kabul edilebilir
Evet, şimdi ne olacak
Ben muhatap almasam da
Başkaları veriyor size cevaplarımı yerime
Avukat tutmadım, sevenim çok
Yine de
Yalnız değilim sanılmasın
Kimse bir bağlamda konuşmadı
Burnu havada birilerinin birileri dikkatsiz
Bilmem dünyaya gelmeyi hak edecek ne yaptım
Dünyaya gönderilmeyi
Acaba ilk günahımı
Kal ü beladan evvel mi işledim
Laf edebilen ağızlar
Edebildiğine ediyor
Bir anlam içermese de
Ruh üfleyen ağızlar
Yaratabildiğine yaratıyor
Bir yaşam içermese de
Madem laftan, konuşmaktan girdim konuya
Bu gece de kendimden bahsedeyim
Zaten hep kendimden bahsederim
Ve şiir gibi dökülür elimden
Dize olur o an cümlelerim
Boş yere girdim konuya
İtiraf, ben pek konuşmam
Ulaşamıyorum sizlere, inancım yok
Ulaşacağım umuduyla döküldüğüm gecelerim de
Çok olmuştur gerçi ama
Kandırmasın sizleri
Umut anlıktır, inanç daimi
Kelimelerin arasından kovulup gelmiş
Hain roman kahramanıyım ben
Satır aralarıydı yurdum
Yerimden yurdumdan oldum, kimsesizim
Kaçıncı bölümde, kaçıncı kısımda öleceğim meçhul fakat
Failim kim belli
Yine ben öldüreceğim kendimi
Ömer Seyfettin'in çok fazla şiiri yoktur ama şiirlerini bazı öykülerinden daha çok severim mesela 'Yıkık Han' şiiri ve nedense aynı duyguları senin şiirlerini okurken de hissediyorum.
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Ömer Seyfettin'i şair yönüyle bilmezdim, yorumu görünce ilkin Yıkık Han'ı okudum. Pek beğendim. Yalnız şiirde cümleler alt alta değil de yan yana dizilse, mensur şiir olarak kurgulansa daha isabetli bir tercih olur diye düşündüm. Bilmem siz ne dersiniz?
SilAslında güzel bir soru çünkü Ömer Seyfettin'in o tarihe kadar halihazirda ve sonraki yillarda da yazacağı mensur şiirleri var. Dolayısıyla bu şiiri sone şeklinde yazması bilinçli bir tercihtir diye düşünüyorum ( bilinçsiz nasıl yazılır? ). "Siz ne dersiniz?" in cevabı, bence de çok daha iyi olabilirmiş. Örneğin son yazdığı mensur şiirlerden biri şöyle,
YanıtlaSil“Sabah… Fenerbahçesi’nde bülbüller ötüyor. Ben kalbimde bir ümit, ruhumda bir aşk, elimde bir baston yavaş yavaş deniz kenarından yürüyorum. Kalamış Koyu’na sapan bir sokağa giriyorum. Burası bir harabe… Bir viranelik… Kaldırım yok. Yol yok. Bir kurbağa gibi atlaya sıçraya koya iniyorum. Aman yarabbi! Bu ne bataklık… İnsan aldanıyor. Kum zannediyor. Üstünde yürümeğe kalkıyor. Ben kalbimde bir ümit, ruhumda bir aşk, elimde bir baston bu yalancı kumların üzerine basıyorum.” (Ölüm Sahili)
Ömer Seyfettin dendiğinde akla ilk gelen, bazısının bizde çocukken travmalar yarattığı bazısının da fazlaca Türklüğü övücü öyküleri ancak bunlardan başka iyi yazılmış diyebileceğim, birazda karanlık öyküleri de mevcut okumanı öneririm. Sanırım bu kadar Seyfettin övmesi bugünlük yeterlidir :)
Mensur şiir sevmenize ayrı, Ömer Seyfettini bana bu yönüyle tanıtmanıza ayrı sevindim. Çok sevdiğim bir tür. Eskiden beri (birbirlerine pek benzemeseler de) attila ilhan'ın ve mehmed rauf'un mensur şiirlerini döne döne okurum. Üslubumda yer etmişlerdir.
SilBu sitedeki "galata şişhane haliç", "tanpınara mektup" ve "öylesine bir çağrı" adlı nesirler de aslında birer mensur şiir denemesidir. Burada paylaşmadığım daha birçokları da telefonumda mevcut. Bana kalırsa vasat denemeler ama okumak isterseniz mail adresinizi vermeniz yeterli.
Tabii buyrunuz bbeaziz26@gmail.com
YanıtlaSil