14 Haziran 2024 Cuma
Bir Teşebbüs
28 Mayıs 2024 Salı
Meraklısı İçin Yaşamak
Hala arada ter kokuyorum
Arada sırtım belim bacaklarım ağrıyor
Sabah sabah sigara içiyorum elim ayağım oynuyor
Bazen beş parasız kalıyorum
Annem biraz sitem etti mi ağlıyorum
Ne iyi demek ben hala yaşıyorum
Bu sıralar bir de sevda çekiyorum
Ne iyi demek ben hala yaşıyorum
Kalbim atmakta kardiyolojiye inanıyorum
Bir kilo pamuktan ağır çekiyor röntgenlerde
Eskileri anarken hızına yetişemiyorum
Diş sıkmak bir imge olmaktan şimdileri uzakta
Sabaha karşı hissediyorum bir kirli beyaz kedi dudaklarımda
Karanlık aydınlık fark etmeksizin
Kirpiklerimi çırparak o kediyi alkışlıyorum
Sevdaların darasını alın kalbim hiç çeker
Ben hala yaşıyorum buna ama ne iyi demek zor
Çarçabuk bir sinemaya dalıp yarısında çıkıyorum
Kurtlar sofrasında dönüp bana imgelem kuşları
Acele kalbin ömrün azaltır diyorlar gülüyorum
Oturmak arzuluyorum kalkarken
Çıkmak arzuluyorum girerken giderken dönmek
Bir insan kolumda bini ölüm gibi aklımda
Birinin eksikliğini duyuyorum bininin fazlalığını
Binde biri beni öfkelendirdi demek hala yaşıyorum
Bunu kalpten söylüyorum inan
İnan ben de beni biraz olsun sevmiyorum
Kalbimi sana zimmetledim şimdi gidiyorum
Dönmek arzum yok sen eminsin yumuşaksın hep tazesin
Onu gözetirsin gözetmekte maharetlisin
Saat üç artık bize revolte değil bir revolver gerek
Kalpler ancak durmayı anmakla huzur bulsa da
Gözlerin büyüdüğünde şaşır buna korkuyorum
Bir daha o kelimeyi ağzına alma diyerek
İntiharı sayıkladığında aseton gibi terliyorum
Aksilik işte demek ben hala yaşıyorum
21 Mayıs 2024 Salı
Tezat
Ayla, kız Ayla neredesin? Akşam saat beşten sonra şu en ciddi halini takındığın terapilerin birinden mi çıkacaksın? Büyük, turuncu bez çantanı omzuna takıp, yaz aydınlığından parlayan saçlarını dağıta dağıta Kadıköy'e mi ineceksin? Yoksa seni biraz gayret edersem Oğuz Aral heykelinin civarında, veya Çivi Bar'da mı yakalayabilirim? Etrafında ilgili erkeklerin, incelikten yoksun dostların mı olur? Yoksa yalnız başına beni, bizimle ilgili herhangi bir şeyi aklına getirmiş, öylesine bir lokanta köşesinde mi oturursun?
Ayla, kız Ayla neredesin? Ben Hayri, hani birkaç yıl önce Karaköy'de, Pera'da sokak sokak, kaldırım kaldırım yaşadığın, İngiliz Konsolosluğu'nun duvarlarına birlikte yaslandığın, iskelelerde otururken gözleri kısılmasın diye gölgeni uzun uzun üzerine düşürdüğün dalgın ve düşünceli çocuk. Birahane köşelerinde, deniz kıyılarında saatlerce susmadan konuştuğun, elini elinden alamayan çocuk.
Yüzün, nasıl bıraktıysan öyle. Gözlerin dibimde tertemiz duruyor. Saçlarını hala iki hizip gibi ayırıyorsun. Bazen güneş ışığı, bazen ampul aydınlığısın.
Sen hep O'sun, hep oradasın. Bense Hayri'yim. Ama bundan birkaç yıl önce senin için, ortaklaşa hayatımız için hayaller kurup besleyen Hayri miyim? Bu soruda öfke, hüzün ve şaşkınlık birbirine karışıyor. Bak Ayla ben, hayatın kötüye ve paraya en yakın yerlerini yaşadım. Bu bir yandan hayatımı bozdu, bir yandan beni. Şimdi stres ve ciddiyet çamurunda yoğrulmuş, yorgun ve yorgunluğundan bıkmış bir insanım. Ama yine de içimde seni taşıyarak insan Hayri'yi koruyor ve yaşatıyorum.
Ayla seni özlüyorum. Yorgun Hayri'yi daha da yormana fırsat vermeden özlüyorum. Aynı çatı altında seni sevemem biliyorum.
6 Mayıs 2024 Pazartesi
İmza Duverger
Çevrelerinde dolanarak temas arıyorum
Esasen sende kimseye benzememek kararım
Geçmişi çağrıştırmadan ürkütmeden
El yordamıyla beni bulursan soruyorum
Rakın yine tek mi olsun duble mi
Dün gece saat onda telefonum çaldı
Tanıklar gelecek galiba davayı kazanacak mı neyiz
Kapatıp kalıyorum karşımda hay allah yine sen
Kent sigarasını izmaritle ayıran çizgi üstünde
Kendimi tamamlamadan hayalinle oturmam yasak
İmza Duverger
İskeleye adımımı atarım vapurum kalkar
İtalyan makarnacısı oldukça kibardır
Ebru Gündeş’in İstiklal Caddesi'nde cam gibi sesi
Barcı da cinime tam ayarında buz attı
Ayracım Ziya Osman’ın öykülerini terk etmemiş
Bir vosvos ensemde krem gibi parlak hevesle bekliyor
Kaldırımından seni anmadan geçiyorum
Akşamüstleri sana her şey külfet biliyorum
Orta Karadeniz'dir coğrafyasıdır kültürüdür
Kararsızlıktır diş sıkmak tırnak yemektir
Belki inatçı bir adam camımı gözler korkusudur
Sırların sönük yıldızlar bana verdin sıkı tutuyorum
Sakın korkma hem ben geçen sana ne söylediydim
Her şeyden sıkıldım eve dönerken yolumu değiştiriyorum
Kimselerin öpücüğü dudaklarımda kalmıyor
Çevrelerinde dolanarak kendimi arıyorum
Otel yok eczane yok sıkan kemerler vuran ayakkabılar var sadece
Hepsini sen getirdin kendini götürürken getirdin
Yazı tura atıyorum one hundred per cent stress
Gerçi geçen sana ne söylediydim aslında hatırlamıyorum
Deniz börülcesiyle sirke yakışmaz
21 Nisan 2024 Pazar
Yedi Yüz Elli Beş Esas
İki bin yirmiye yedi yüz elli beş esas
Ben zamanında geldim salon önünde sizleri bekliyorum
Annemin duası böylesine üzerimeyken
Çevirdiğim ilk taksi elbette durur
Bir de sarı çiçek kopardım ama yakama takmayacağım
Salonun önü silme stres
Esas kabarık satırları safi öfke
Saat dokuzu yedi yüz elli beş geçiyor
Bileğimde de cebimde de her bakışta yedi yüz elli beş geçiyor
Düşünüp beklerken kararlar alıp tavırlar takınıyorum
Gökyüzünü olmasa da omzumdan yukarısını yenmem gerek
Gökyüzü olmasa da omzumdan yukarısı düşmanım
Bakiye ömrümü heba etmemek kararım
Serserilikle geçen sekiz on seneyi silip atacaksın
Gözlerini gözlerime diken bir vatandaşsa ayna
Ruh kesilmişse sabahları soluksa benzi
Yine de onunla kararlılıkla göz göze gelmeliyim
Ey vatandaş annenin duası üzerine mi hiç bilmiyorum
Kendisi için kişisel bir hedef belirlemiş
Cem Sultan henüz umudunu kaybetmemiş
Yeni takındığım bu tavrı mezarında takdir ediyor
Gözlerini gözlerime dikiyor
O vakit ademoğlu ağabeyime ben de sırt çeviriyorum
Ey vatandaş senden hiç korkmuyorum
Rodos Adası'nda bir yerlerde şimdi ben
Gözlerimi kaçırmıyorum gözlerimi kaçırmıyorum
Yedi yüz elli beş esası bir kere daha tırmandım
Önceleri insanlarla cem olmaktı kararım
Şimdi çetin dağlar, memento moriler, meraklısı için duruşmalar var
Yalnız anneciğimin sıcaklığına sığınıyorum
Gözlerimi kaçırmıyorum gözlerimi kaçırmıyorum
Katı kalpler ve katı kalıplar arasında sıkışıp kaldık
Artık yalnız bunlardan ibaret hayatımız
İnsan kokusu taşımıyor getirdiğimiz çözümler
Adam sen de kimi bekliyorsan
Yeni tavırlar takınarak yenilmiyor kahrımız