19 Haziran 2025 Perşembe

Gönderilmeyen Mektuplar

     Hepimizin hayatında daha önce yakın ilişkiler kurduğu, sonraları öyle veya böyle bir sebeple, bu sebep ölüm de olabilir, yollarının ayrıldığı, ancak onlara karşı herhangi bir kırgınlık beslemediği, hatta daha ziyade özlem duyduğu, gündelik hayatında başına gelenleri, olaylar hakkındaki düşüncelerini, "bunu ondan başkası anlamaz" dediği hislerini paylaşmak istediği insanlar vardır.

    Bu çeşit "geçmiş kırıntısı" insanlara ben de sahibim, hem de bolca sahibim. Ama şu sıralar birinin yokluğu ağır basıyor. Gerçi bu duruma yokluk demek tam olarak doğru bir tarif değil. Bir insanın maddi varlığı ile yanınızda olmaması onun hayatınızdaki mevcudiyetini sakatlamaz. Ben daha ziyade insanların nezdimdeki manevi varlıkları, ruh dünyamda canlandırdıkları ile ilgilenirim.

    Konuyu dağıtmayalım, manevi varlığıyla uzaktan uzağa size eşlik eden bu geçmiş dostlarınızla iletişim kurmayı reddeder misiniz bilmiyorum. Ben reddetmem, belirli şekillerde onlarla iletişimde kalmaya devam ederim. En sevdiğim yöntemlerden biri ise onlara gönderilmemiş mektuplar yazmaktır.

    Bu alışkanlığı haddinden fazla romantik bulanlarınız olacaktır. Bence de öyle, beni yakından tanımayanların sandıklarının aksine, gündelik hayatımda öyle sulu bir romantizmin kölesi değilim. Çeşitli sebeplerle hayatımda kalamayan insanlara devamlı olarak mahcubiyetimden ötürü yüzüm kızara kızara mektuplar yazmayı abes bulurum. Ancak katı kalpler ve katı kalıplar arasında sıkışıp kaldığımız bazı günler bir kaçış yolu arayarak zihnimizdeki ideal imajıyla belki eskisinden daha çok sevdiğimiz "geçmiş insanımıza" bir mektup yazmak hakkını da kendimizde bulmalı, kendimizi biraz olsun şımartabilmeliyiz.

    Örneğin geçmiş insanınız size birkaç film önermiş, sizinse o filmleri izlemek belki yıllar sonra aklınıza gelmiş olabilir. Bir mektupla o filmi neden hiç beğenmediğinizi anlatmayı deneyin. Veya ilk kez bir beşiktaş maçına gitmişseniz, artık hayatınızda olmayan o fanatik beşiktaşlı dostunuza tribündeki tecrübenizi yine o eski lakayt ve samimi üslubunuzla anlatabilirsiniz.

    Böyle bir iletişimden niçin mahrum kalalım? Hem şunu da belirteyim ki bugünün dünyasında insanın kalbini yumuşatmak için çareler üretmesi, kendine imkan yaratması gerek. Başka türlüsü dayanılmaz olur. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder